Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | faydalı bir şekilde | usefully adv. | ||
The report before the House usefully underlines the points which the Commission has been making to the Albanians. Meclis'in önündeki rapor, Komisyon'un Arnavutlara ilettiği hususları faydalı bir şekilde vurgulamaktadır. More Sentences |
||||
General | faydalı bir şekilde | advantageously adv. | ||
General | faydalı bir şekilde | rewardingly adv. | ||
General | faydalı bir şekilde | applicatively adv. | ||
General | faydalı bir şekilde | salutiferously adv. | ||
General | faydalı bir şekilde | preferentially adv. |